Yargıtay kararı- emeklilik-kıdem tazminatı

 Yargıtay 7. Hukuk Dairesinin 2013/17221 E. ve 2013/23670 K. sayılı kararında;

4857 sayılı İş Kanununun 120. maddesi yollamasıyla yürürlükte olan 1475 sayılı Yasanın 14. maddesinin 4. bendinde, işçinin bağlı bulunduğu kurum veya sandıktan yaşlılık, emeklilik veya malullük aylığı yahut toptan ödeme almak amacıyla ayrılması halinde kıdem tazminatına hak kazanılabileceği hükme bağlanmıştır.

O halde anılan bent uyarınca fesih bildiriminde bulunulabilmesi için işçinin bağlı bulunduğu kurum veya sandık hükümlerine göre yaşlılık, emeklilik, malullük ya da toptan ödemeye hak kazanmış olması gerekir.

Bundan başka işçinin bağlı bulunduğu kurum ya da sandığa bahsi geçen işlemler için başvurması ve bu yöndeki yazıyı işverene bildirmesi gerekir. Böylece işçinin yaşlılık, emeklilik, mamullük ve toptan ödeme yönlerinden bağlı bulunduğu mevzuata göre hak kazanıp kazanmadığı denetlenmiş olur.

Öte yandan işçinin, sosyal güvenlik anlamında bu hakkı kazanmasının ardından ilgili kurum ya da sandığa başvurmaksızın kıdem tazminatı talebiyle işyerinden ayrılması ve bu yolla hakkın kötüye kullanılmasının önüne geçilmiş olur. İşçi tarafından bağlı bulunduğu kurum ya da sandıktan tahsise ya da tahsis yapılabileceğine dair yazının işverene bildirildiği anda işverenin kıdem tazminatı ödeme yükümü doğar ve faiz başlangıcı da bu tarih olarak esas alınmalıdır. şeklinde içtihat edilmiştir.

T.C. YARGITAY 7. HUKUK DAİRESİ 2013/17221 E. 2013/23670 K. Tarih : 27.12.2013

4857 sayılı İş Kanununun 120. maddesi yollamasıyla yürürlükte olan 1475 sayılı Yasanın 14. maddesinin 4. bendinde, işçinin bağlı bulunduğu kurum veya sandıktan yaşlılık, emeklilik veya malullük aylığı yahut toptan ödeme almak amacıyla ayrılması halinde kıdem tazminatına hak kazanılabileceği hükme bağlanmıştır.

O halde anılan bent uyarınca fesih bildiriminde bulunulabilmesi için işçinin bağlı bulunduğu kurum veya sandık hükümlerine göre yaşlılık, emeklilik, malullük ya da toptan ödemeye hak kazanmış olması gerekir.

Bundan başka işçinin bağlı bulunduğu kurum ya da sandığa bahsi geçen işlemler için başvurması ve bu yöndeki yazıyı işverene bildirmesi gerekir.

Böylece işçinin yaşlılık, emeklilik, mamullük ve toptan ödeme yönlerinden bağlı bulunduğu mevzuata göre hak kazanıp kazanmadığı denetlenmiş olur.

Öte yandan işçinin, sosyal güvenlik anlamında bu hakkı kazanmasının ardından ilgili kurum ya da sandığa başvurmaksızın kıdem tazminatı talebiyle işyerinden ayrılması ve bu yolla hakkın kötüye kullanılmasının önüne geçilmiş olur.

İşçi tarafından bağlı bulunduğu kurum ya da sandıktan tahsise ya da tahsis yapılabileceğine dair yazının işverene bildirildiği anda işverenin kıdem tazminatı ödeme yükümü doğar ve faiz başlangıcı da bu tarih olarak esas alınmalıdır.

İŞ SÖZLEŞMESİNİN EMEKLİLİK SEBEBEYLE FESHİ ( Kıdem Tazminatı Faizinin Başlangıç Tarihi Yönünden )

KIDEM TEZMİNATI FAİZİNİN BAŞLAYACAĞI TARİH ( Yaşlılık Aylığına Hak Kazanma Sebebeyle İş Akdinin Feshi )

YILLIK ÜCRETLİ İZİN HESABI ( Çıplak Ücret Üzerinden ) Davacı, yaşlılık aylığına hak kazanmış olması nedeni ile iş sözleşmesini feshettiğini bildirerek kıdem tazminatı ile yıllık izin ücretinin davalılardan tahsilini talep etmiş olup:

1. Kıdem tazminatına isletilen faizin başlangıç tarihi yönünden: İşçinin bağlı bulunduğu kurum veya sandıktan yaşlılık, emeklilik veya malullük aylığı yahut toptan ödeme almak amacıyla ayrılması halinde kıdem tazminatına hak kazanılabileceği hükme bağlanmıştır. İşçi tarafından bağlı bulunduğu kurum ya da sandıktan tahsise ya da tahsis yapılabileceğine dair yazının işverene bildirildiği anda, işverenin kıdem tazminatı ödeme yükümü doğar ve faiz başlangıcı da bu tarih olarak esas alınmalıdır. Böyle bir belgenin varlığı halinde kıdem tazminatı için faize işverene bildirim tarihinden; aksi halde dava tarihinden itibaren hükmedilmesi gerekirken bu yön üzerinde durulmadan eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olmuştur.

2. Yıllık izin ücretinin hesabı yönünden: Çıplak ücret üzerinden hesap edilmesi gereken yıllık izin ücreti yerine, giydirilmiş ücret üzerinden, hesaplanma yapılması doğru olmamıştır.fk 1606 Sa.Ka.1 İK.53, 120 1475 Sa.Ka.14

DAVA VE KARAR: Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtayca incelenmesi davalı Başbakanlık Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu vekili tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü:

YARGITAY 7. HUKUK DAİRESİ KARARI:

1-Dosyadaki yazılara, hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayanağı maddi delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalı Başbakanlık Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine,

2-Davacı vekili davacının davalı Başbakanlık Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu`nun asıl işverenliğinde çeşitli alt işverenler en son davalı şirket nezdinde Zihinsel Özürlü Çocuklar Rehabilitasyon Merkezi Müdürlüğünde 1995 yılında bakıcı anne sıfatı ile çalışmaya başladığını, 12. 03. 2008 tarihinde bağlı bulunduğu kurumdan yaşlılık aylığına hak kazanmış olması nedeni ile iş sözleşmesini feshettiğini bildirerek kıdem tazminatı ile yıllık izin ücretinin davalılardan tahsilini talep etmiştir.

Davalı Kurum vekili davacının davalı kurumun işçisi olmayıp ihale ile iş alan şirketlerin işçisi olduğunu, şirketlerle aradaki ilişkinin asıl-alt işveren ilişikisi olmadığını beyanla davanın reddini istemiştir.

Davalı şirket vekili işçilerin her türlü alacaklarının şirketin sorumluğunda olduğunu, davacının kendi isteği ile emekli olduğunu beyan etmiştir.

Mahkemece davalı Kurum ile davacının çalıştığı şirket arasında asıl-alt işveren ilişkisi bulunduğu, iş sözleşmesini emeklilik nedeni ile fesheden davacının kıdem tazminatına ve kullandırıldığı ispat edilemeyen yıllık izin ücretine hak kazandığı gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kıdem tazminatına isletilen faizin başlangıç tarihi konusu taraflar arasında ihtilaflıdır. Dava dosyası içeriğinden davacının iş akdinin emeklilik nedeni ile sona erdiği anlaşılmaktadır. 4857 sayılı İş Kanununun 120. maddesi yollamasıyla yürürlükte olan 1475 sayılı Yasanın 14. maddesinin 4. bendinde, işçinin bağlı bulunduğu kurum veya sandıktan yaşlılık, emeklilik veya malullük aylığı yahut toptan ödeme almak amacıyla ayrılması halinde kıdem tazminatına hak kazanılabileceği hükme bağlanmıştır.

O halde anılan bent uyarınca fesih bildiriminde bulunulabilmesi için işçinin bağlı bulunduğu kurum veya sandık hükümlerine göre yaşlılık, emeklilik, malullük ya da toptan ödemeye hak kazanmış olması gerekir. Bundan başka işçinin bağlı bulunduğu kurum ya da sandığa bahsi geçen işlemler için başvurması ve bu yöndeki yazıyı işverene bildirmesi gerekir.

Böylece işçinin yaşlılık, emeklilik, mamullük ve toptan ödeme yönlerinden bağlı bulunduğu mevzuata göre hak kazanıp kazanmadığı denetlenmiş olur. Öte yandan işçinin, sosyal güvenlik anlamında bu hakkı kazanmasının ardından ilgili kurum ya da sandığa başvurmaksızın kıdem tazminatı talebiyle işyerinden ayrılması ve bu yolla hakkın kötüye kullanılmasının önüne geçilmiş olur. İşçi tarafından bağlı bulunduğu kurum ya da sandıktan tahsise ya da tahsis yapılabileceğine dair yazının işverene bildirildiği anda işverenin kıdem tazminatı ödeme yükümü doğar ve faiz başlangıcı da bu tarih olarak esas alınmalıdır.

Dosya içinde davacının emeklilik nedeni ile bağlı bulunduğu kurum veya sandıktan tahsise ya da tahsis yapılabileceğine ilişkin yazıyı işverenlere bildirdiği yönünde bir kayıt ya da belge bulunmamaktadır. Böyle bir belgenin varlığı halinde kıdem tazminatı için faize işverene bildirim tarihinden; aksi halde dava tarihinden itibaren hükmedilmesi gerekirken bu yön üzerinde durulmadan eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olmuştur.

3-Davacı vekili davacının yıllık izinlerini kullanmadığını iddia ederek ücretini talep etmiştir. Mahkemenin benimsediği bilirkişi raporunda davacının hesaplamalara esas ücreti 810, 32 TL olarak belirlenmiş ve kıdem tazminatı ile yıllık izin ücreti bu ücret üzerinden hesap edilmiştir. Davalı şirket vekili bilirkişi raporundan sonra dilekçe ekinde davacıya ait bir takım belgeler bu arada bordrolar ibraz etmiştir. Bordroya göre davacının fesih tarihindeki brüt çıplak ücreti 730, 08 TL, nakdi olarak verilen yemek bedeli dahil ücreti 810, 32 TL`dir. Bu hale göre çıplak ücret üzerinden hesap edilmesi gereken yıllık izin ücretinin 730, 08 TL yerine giydirilmiş ücret (810, 32 TL) üzerinden, hesaplanması doğru olmamıştır.

4-1606 sayılı değişik 1. maddesine göre davalı kurum harçtan muaf olduğu halde harçtan sorumlu tutulması da ayrı bir bozma nedenidir. O halde davalı kurum vekilinin bu yönlere ilişkin temyiz itirazları kabul edilmeli ve karar bozulmalıdır.

SONUÇ: Temyiz olunan karanın yukarıda yazılı nedenlerle ( BOZULMASINA ), oybirliğiyle karar verildi. Y7HD 27.12.2013 E.2013/17221 - K.2013/23670



Makaleler